Son Filmler :

Brooklyn !

     Arkadaşlar merhaba; bu yazımda sizlerle Oscar serimizin son filmi olan “ Brooklyn “ hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Oscar dönemine girdiğimizde en iyi film adaylarını ben ve Sena aramızda paylaşıyoruz ve Oscar gecesine kendimizi sizin için hazırlamaya çalışıyoruz. Geçen sene ilk bunu yaptığımızda sizden bu kadar iyi geri dönüşler alacağımızı düşünmüyorduk. Geçen sene sizlerden gelen feedbackler sonucunda bunu geleneksel hale getirdik ve bir Oscar sürecinin sonuna daha geldik. Ödüllerin açıklanmasına yakın kendi tahminlerimizi de sizlerle paylaşıyor olacağız. Benim izlediğim Oscar dörtlüm Spotlight-Birdge of Spies-The Martian ve Brooklyn’den oluşuyor. Brooklyn kesinlikle bu sene izlediğim en başarılı Oscar aday filmi. Sena ile aramızda konuşken en az ilgi çeken film Brooklyn diye konuşuyorduk ancak izledikten sonra benim bütün bakış açım değişti. Filmin konusu İrlanda’dan Amerika’ya göç eden bir kızın yaşadıklarını ele alıyor. Konusu baktığınız zaman çok dikkat çekici gelmeyebilir ancak film o kadar etkileyici ki bir an olsun dikkat dağılmadan filmi sonuna kadar çok rahat izliyorsunuz. Çünkü film size diğer Oscar adaylarının vaad etmediği bir şeyi vaad ediyor. Basitlik !!! Konuyu o kadar net insanın filmin içine alacak şekilde işliyor ki adeta kumdan kaleler yaratmak gibi olmuş benim için. İlk anından son anına kadar hiçbir anında sıkılmadım tersine çok çabuk bitti gibi geldi.

     Filmimizi oyunculuk anlamında değerlendirmem gerekirse; Saoirse Ronan kesinlike aday olmayı hak ediyor. Ben kendisini en son “ Host “ ‘ta izleme şansı bulmuştum ve şu anda sergilediği performans ile arasında dağlar kadar farklar var. Kendine bu anlamda çok şey kattığı belli ve Akademi de bunun farkına vardı ki kendisini “En İyi Kadın Oscarı” için aday gösterdi. Ancak filmde benim ilk kez izleme şansı bulduğum Emory Cohen’nin de performansı hakkında bazı şeyler söylemek istiyorum. Filmdeki ilk sahnesinde izleyici de bir ön yargı yaratıyor karakteri ile ancak izlemeye devam ettikçe o algını tamamen kırıyor ve sizi kendi gerçekliğine inandırıyor. Bence filmin en dikkat çekici oyunculuk performanslarından biri ona aitti. Genel anlamda filmin oyunculuk kalitesi gayet başarılı ve çıtanın kesinlikle üzerindeydi.

  Filmimizi görsellik anlamında değerlendirmem gerekirse; tek kelime ile harika diyebilirim. Mekanlar,kıyafetler o kadar başarılı bir şekilde kurgulanmış ki filmin etkileyiciliği arttıran en önemli etmenlerden biri diyebilirim. Bu anlamda yönetmen John Crowley’nin bakış açısına hayran kaldığımı söylemem lazım. Çünkü görsellik anlamından bir üstü abartı, bir altı vasat olacaktı. O mükemmel altın oranı bu filmde kesinlikle yakalamış. Kesinlikle takdir edilesi.

    Sonuç olarak film hakkında şöyle bir yargıya vardım. Film sizler de farkındasınız çok fazla adaylığı yok. Çünkü filmin bütünü parlıyor. Tek bir dalda mükemmel demeniz imkansız. Film bir bütün halinde o kadar tamamlanmış ki; bir kişiyi veya bir öğeyi filmden çıkarsanız bütün sistem çökecekmiş gibi geliyor bana. Benim tek üzüntüm bu kadar başarılı bir filmin bu kadar göz ardı edilmesi. Umarım akademi bu sefer tercihini “Popüler“ veya “Yanlı” bir taraftan yapmaz ve bir bütün halinde var olan “Brooklyn” e “ En İyi Film “ kategorisinin Oscar’ını verir. Tahminlerimizi yapacağımız listede benim kesinlikle adayım Brookly olacak bunu da şimdiden söylemek isterim. Filmimizin İmdb puanı: 7,6 ve benim bu filme puanım hak ettiği şekilde 10 üzerinden tabii ki 10. Evet şu anda hepimiz Oscar gecesine hazırız. Hepinize keyifli bir Oscar gecesi diliyorum.   

Bu Sinema Filmini Paylaş :

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Maxi Box Office - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger